Aydaki düzlükler kederli

Ziyadesiyle olağan bir günde,camdaki yansımayı kendine yabancı hissedersin.Sebepsizce…Kalınca duvarların ardına hapsettiğin sorular,özgürlüğe ulaşmak için debelendikçe sarsılıyor dünyan.Olasılıklar zihninle oynarken, tek işlevin perde görevi görmek.Sana hususi mi? Hayır,meşrepten. Bu hissiyat ya bir zehir olup da seni sürükleyecek bilmediğin cehennemlere,yahut  bu dünyaya ait olmayan bir inayet ki seni muammalarla var edecek .
 Alelade bir vakit ciğerlerine dolarken gökyüzü,bihabersin hikayenden…Bir mucize dilerken gökten,durağanlıktan muzdaripsin.Göğün altında sere serpe , gözlerini kapatıp şu koca dünyayı düşlerken detaylandıramadığın her şey belirsizlik havuzunu boyluyor.Zihin bulanıyor tıpkı, temmuz ayının sıcak günlerinde denizin gereksiz kalabalıktan bulanması gibi… Keder yutuyor gökyüzünün maviliğini…Maviliği yitirince ciğerler,kederden geberiyorsun.

‘‘İlerdeki güzel günler
beni görmeyecek onlar
bari selam yollasınlar
geberiyorum kederden’’

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail