Ellerimle Gördüm Ben taşlarım zulmün camlarını sen Merdivenleri hayata sar Ben doldururum içimle akşamlarını sen Aç taç yapraklarını gelmeden bahar Yetmez mi kokun Zamanın içinde onulmaz bir akış bir ev gibi Biter mi hiç seni sevmek Yenilen meydanda bir söylev gibi Ben boyuyorum merdivenleri Sen yeter ki sarıl Ellerimde tel tel kahverengi Ellerim harıl harıl... Kâlemî
Kayıtlar
Şubat, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Onur Tuğrul Karabıçak
-
Kadın Dik duran yerlerinden vurulur bir kadın Ellerinden dikenli tellerin izleriyle Yazgısı okunuyor hayatın Düşünde bir yeni çağ sendromu Sınırlarından kurtuluşu... Adını anmayagörsün dudaklarım Parça parça... Hele bir silahı alsın bakalım Çıksın da vursun kadınımı şehir Bir zulüm çünkü şehir gibidir Ve bir kadın... Sandığında çeyizlik gülümsemeler son çare Yaraların İçimde dağdağasıyla akan bir hüzün Yüzünde kalabalıkta yürür hâlde adım adım batan bir gün Ve yıkık devletlere has gizlenen yürüyüşün Belli gözlerinden... Boşverme diren Dümdüz olmuş içim sükûnetinden Üfle İsrafil üflemeden sûra Bir kapı aç ve diren Kurtul kuru çamaşırlardan, makine seslerinden, migrenli bezlerden, biber közlerinden Ağlamış gözlerin sanki birer diken Dağlanmış gururun belli gözlerinden... Kanlı yaşlarını al yanına Şehir ve saçların düşüyorlar alnına Öyle başın önde yürüme kadın Gülümse biraz En güzel işlere benziyor adın. Kâlemî