Şehr-i Gri


Ve Ankara’ya yağmur yağmaya çalışırdı biz duramazdık
Yollarda sıçrardık kendi paçalarımıza ve
Çarkına sıçtığımız zaman dönerdi
devran dönerdi alakargalar döner döner sert iklimlerin çocuğu yurduna ve göğüs kıllarımda hayat
Bana Brütüs’ten ibaretti
Ankara’ya yağmur yağardı ve biz ağlardık
İçimiz ürperirdi korkardık koparır gibi zamanı ısırırdık kanatırdık zamanı
İstanbul’da köprüler kopardı aman ne korkardık sevdiklerimize titrerdik tatlı sözlerle ve paralarla zelzeleler altında insan
Belli bir isyana teşvik oluyor çünkü birden saçlarımız kızıla dönerdi üstüne titrerdik Ayasofya’da sevdiklerimizin
Karadan yürütürdün beni sen Ankara ağlardı sensizlikten ne zaman tek başıma dönsem bozkıra

Genceciktik taze
Ankara’ya yağmur yağardı biz ağlardık ve
Bir sebebi vardı yağmurun
Bilemedim hiç
Ki bilmek iliğidir bu gri yuvanın

Gözlerimizi kapar kaybolurduk bir iklimde
Bulutlara
Bulutlara
Haykıraraktan bulutlara
Şehrimdeki ücra sokakların şehvetine
Konuşsam cumhuriyetten kalma bir senfoni dinginliğinde
Bilmem Ankara’da böyle
Diner mi yağmur beni dinleyerekten
Getirir mi seni bana?
Bilemem.

Kâlemî

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail