Yâsin

Sesleri toprak örtmüştü çekildim gölgeye
Harflerin arasında gezdi rüzgâr,
Alıştık artık aynı şekilde ölmeye;
Silah yarası...
Birkaç delikten mi ibarettir?
Hesap sırası...
Beklemek nasıl bir ibadettir?
Kaç kez vurulmalı bir insan şehit düşmek için?
Nasıl akmalı nehir ki ayak uydurabileyim?
Sesler sahipsiz kaldı, üzüldüm
Mermerler bir şey fısıldadı kulaklarıma
Kimi sıkıntıdan patlamış kimi vakitsiz ölüm
Kimi 'sevgilim' dedi/ dokundu dudaklarıma
Tüm soğukluğu, tozu, aşk ateşi...
Kalabalık toplandı
Güzel olan her şeye vurdu ikindi güneşi
Bir çırpıda yerleşiverdi dudaklarıma yemin
Kaç kez vurulmalı biri şehit düşmek için?
Nasıl söyleyip de ölümü tutabileyim?
-Yâsin, Ve'l Kur'ani'l hakîm...

İnsanlar dağıldı
Mezar başında omzumu teselli etti kuşlar
Dertlerini bıraktılar saçlarıma
Benim aşkım dermanıdır her nefesin
Bir yar gördüm sonra uzakta
Hiç azalmadı dermanı o Arapça sesin
Harflere dönüşüyordu beyaz teni
Duyuyordum, görüyordum
Toprak yutmaya çalışıyordu hepsini
Duyuyordum
Ya ölümün güzelliğiydi konuştuğu
Ya da ölümüydü her güzelliğin
-...İnneke leminel murselîn
Alâ sıratın müstakîm...-

                                               Kâlemî

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail