Gök Milleti Ortalıkta dolaşıyoruz ipimiz kopmuş çıldırmış gibiyiz Birbirimize bakıyoruz ürkek göz bebeklerimiz şaşkınız Yağmur yağdı yağacak ama biz çoktan ıslanmışız. Kâlemî
Kayıtlar
Mart, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Unknown
-
ÖZLEM VE AŞK, HASRET... Bakma, bakma bana öyle! Sarı sarı gülüşün varya; Issız bir gece yarısı Kaf dağının eteklerinde üşümüş, Titreyen bir ateş böceğinin ışığında Karanlıktan korkan minik bir kediye huzur verir. Seni seven benim. Bendim seni seven. Gözyaşlarına kurutulur deniz. Saçlarından ısınırdı güneş, Dudaklarında kor alev... Her gece balkona çıkmanı bekliyordu ay. O güzel sesini duymayanın haline vay! Tenindeki ezgiyle dans etmeyen çiçek, Sana yol vermeyen böcek; Seni her üzgün gördüğümde Kalbime birer dinamit dikecek. Sana değer veren benim. Güzelliğine değil aşkım, sana Sana, sen olduğun için bu sevdam. Bırakma beni, Unutamam, düşünmeden edemem seni. Özlem ve aşk, hasret... SAĞIR
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Onur Tuğrul Karabıçak
-
Ölüler ve Dilenciler Yürüyorum şehirden kaçıp ortasında göğsümün Sarımtrak ışıklarıyla kızıla dönerken gün Kalbini cüzdanında saklayan Alçak histerilerle yanıp söndü ölüm Destansı otlayan bir yavru ceylan Yutmaya kalktı ölümü Gördüm. Çünkü ölüm güzeldi ve arındı Arındıkça arındı şehrin hislerinden. Ortasındayım belime kadar Mahzun sarı otların Kuru ve insandan yalın Saatli bir bomba gibi çalışan aklımı Çıkardım iç cebimden. Ağrı kesicilerle yaptığım makyajımı söktüm Söküp attım derimden Basıp giderek su bekleyen otlara Yürüdüm. Ya işlemiş içime şehir ya da içim şehre Bir başak tanesinin soyuluşu gibidir ölüm Ölüm bir insanın el açışıdır Gördüm: Nasıl uzaktı yaşamları Nasıl uykuları, çocukları ve anlamları Renkleri kelimelerinin Nasıl gri ve uzak Çok uzaklar sarı otlar içindeki Kıpkızıl göğün altında biraz toprak Ve biraz unutarak şehri Şehrin sokaklarında uyuyarak -sanki içim gibi bu şehir- Susturuyorum vicdan dediğ...