NEFRET SÖYLEMİ

Ben
Bir uzun hecenin yitiğiyimdir,
Sindirilmiş bir gün batımı şehrin seslerinden
Vaktiyle okunan
'Kâinat kadar uzun, kâinatı uzun kılan.'
Sana aşkım yaradılış noktandan peyda
Beni bir şey üretiyorum sanma
Üzerinde kıymıklar barındıran bir tahtadan ibaretken
Kıyametin evvelinde dümdüz olurken dünya
Dünyanın başına el veren bir sızı olsa gerek
ince bir sızı, bir sızı, sızı, ipince
üzülüp sevinince
Sızıyorsa nefretler sızlayan yerlerimden
bir sızı durdurası dünyayı. 

Ve her yaşam saatinin başlamasıyla nefret söylemleri,
Kim ister
Derimin altındaki etten suretimi göstermemi?
Yaradılış ki hangi sızıdır sezgisi midir yaşamanın
Çıplak bir yaşamak ancak dünyanın başındaki noktada
Soyunmaksızın soyunduğumuz, kadınların ve erkeklerin
-ki soyunabilir miyiz yapışkan şeylerinden gözlerimizin ve
yağlarımızın eteklerine sıçtığımız dağlarımızın-
nefret çıkasıydı birinin kursağından kim bilir hangimizin
yaratıldıktan önce miydi, yoksa derinin altında mı gizliydi
belki de o unuttuğumuz sızının gölgesiydi örtünmek
örtünmek nedir kalkması mı ortadan görüntülerin
hakikatin
sızılar anılınca ve ah deyince gök ve sen
ve ben
Ve canına değecekse insanların
Nefret ediyorum, şimdiden
Unutulmuş bir şeyimdir belki de ben
Bir sızı diyorum kaldıracıdır dünyanın 
Oyuktur inancımız hırsımız
İlk gülüşte kitaplarda kalır doğum sızısı
Sızıya ne mümkündür hakiki bir biat
Ve unutmak
Unutmak kalın, kalındır unutmak ve kalın
Unutmak
göbeğidir çağın
Böylece dağlar ve nehirler istiyorum bir tek
Hüznün sızısına varıncaya kadar
Çekince sızıyı aşktan
Islayınca sevgilimin yüzünü...
Hüzün ki aşkın anahtarıdır
Ne kadar sevsem de hayatı
On parmağımda on hüzün vardır.


 Kalemî

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail