Abluka

Cebeli Tarık'tan ya da Hürmüz'den
Tarihten ya da günümüzden
Aslında beni herkes bir yerden tanır
İtiraf edilemeyen hislerde yerim vardır
Beni kimi gerçek gibi sahiplenir, kimi inkar eder
Kalemim kilimlerden gelip aşka kadar gider
Beni alıkoyan bir ses var devlete yapılan her darbeden
Bir kadının sesi...
Uzak bir perdeden,
Körfez sularında titreye titreye ulaşır bana
Helen cama çıkmış yahut seslenir Dilber-i Rana

Bir kadının sesi, sesi...
Tarihin yüksek perdelerinden gelir.
Dünü biz yazdık ya da tarihi biz yazacağız
Helen cama çıkmıştır ya da cam gibi bir kızcağız
Bizim için yükselir, yükselir...
Bir çocuğun sesi,
Doğrular ablukada, değiştirilmekte olan:
Ya gölgesi bir ağacın, esirgemez gölgesini hiçbir zaman
Ya da güneşi insanın, ezelden beri sürdüğü denize
Düşürdüler bizi biz dediklerimiz birbirimize
Hakkını helal etsin toprak
Bir çocuğun, bir kadının sesi uzak, çok uzak
Kapkara bir Mart, kapkara bir Mayıs
Bir çocuğun sesinde yaşamalıyız
Helen'in perdeleri şimdi sefil, sersefil
Çocuk seslerinde, kadın; bomba değil.

                                    Kâlemî

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail