Zarifoğlu’na

Bu zamana kadar sevdiğime,korkularıma,isyanıma yazar oldum.Rüzgara bel bağlamış poşet gibi bir o yana bir bu yana sürüklendim,kısır döngünün içinde hapsoldum.Nice vakittir bu sebeple yazamadım.Benliğim kalemime ağır geldi,yazmayı arzuladıkça kalemimin ucunu yitirdim.

Kaçınılmaz ömrümüzün bizi zincirlediği kuytudan ancak hülyalarla sıyrılabildim.Cahitler,Nazımlar olmadan belki de bu mevcudiyetin ağırlığı altında ezilme çaresizliğini tadacaktım.Marmara’dan esen rüzgar meğerse Zarifoğlu eşliğinde nükteli bir sarhoşluğa sürüklüyormuş insanı.

“Sevgi aranabilir yine
Korkusuzca say koskoca kederlerini
Bir kuyu bulunabilir”


Kelimeleri yeni keşfediyormuş gibi,varolan tüm gücümle okusam bu şiiri Zarifoğlu’na ağız kahyalığı yapacakmış gibi,kelimelerin arasındaki mahfuz anlamları aldatacakmış gibi hissediyorum.Karanlık inceden sızarken bu arı kaygılara,meltem çekip alıyor karanlığı çabalamadan.Selam etmek için uğramışçasına omzuma dokunuyor sadık eski bir dostçasına… Bir buse konduruyor yanağıma,nazikçe belini bükerek uzaklaşıyor.Ardında yalnızca memnuniyetin nahoşluğu eşliğinde bir tebessüm bırakıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail