Bi Şey Yapmalı


      İnsanlar mı bizi üzen, yoksa bizim kurduğumuz hayallerin çarşıya uymaması mı? Çok uzun bi ömrüm olmamasına rağmen aklım erdiğinden beri hayal kırıklıkları ile dolu bir çok zaman geçirdim. Dostlarınıza, eşlerinize, sevgililerinize veya büyüklerinize sevginizi göstermek konusunda hiç zorlandınız mı ya da birden bütün sevginizi gösterip de onları kendinizden uzaklaştırdınız mı hiç? Eğer siz de içinizden gelen derin, anılarla ve hayal kırıklıkları ile dolu bir nefes ile evet dediyseniz merak etmeyin yalnız değilsiniz. Bazen geceleri oturup bundan birkaç yıl, saat ya da ay önceki bir hatanız uykunuzu kaçırdı mı, sırf karşınızdaki kırılmasın diye alttan aldığınız oldu mu? Eğer yine cevabınız evet ise merak etmeyin yine yalnız değilsiniz. Peki bunlara neden olan şey ne acaba? Bizim aklımızın çalışma şekli mi yoksa duygularımızın mantığımızdan önce çalışması mı? Normal insanlar gibi neden sevgimizi düzeyli bi şekilde gösteremiyoruz, neden "seviyorum" diyebilmek için elimizdekini kaybetmemiz gerekiyor? Bazen düşünüyorum da acaba kendi kabuğuma çekilip herkes ve her şeyden uzaklaşıp izole bir hayat mı yaşamalıyım? Yok yok öyle de olmaz, yalnızlık ömür boyu tabi ki ama yalnız yalnız insan nereye kadar yaşayabilir. Hiç gelmiyor mu içinizden hayattan zevk almayı bilen insanlara ya da insana ömrünüzü adamak? Bir insanın yalnız olması için illa fiziksel yalnızlık gerekmez yani siz yanınızda aileniz ya da arkadaşlarınız varken de yalnız hissedebilirsiniz zihnen veya ruhen. Sanırım demin sonlarına soru işareti koyduğum sorularımın cevabını verdim fark etmeden. Demek ki ben kalabalıklar içindeki yalnızmışım. Peki ben madem bunların farkındayım neden hala yalnız hissediyorum? İşte tam olarak anlayamadığım şey bu. O zaman bi şey yapmalı ve çevremizde bizi her anlamda yalnızlıktan uzak tutacak, bizim biz olarak kalmamızı sağlayacak insanlar bulundurmalıyız.




    U.Ç. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail