Inter'siz Rail




Inter'siz Rail

Bir pazar sabahıydı. Bir hafta öncesinden almıştım biletimi. Manisa'dan Uşak'a tren ile gidecektim. Yol hatırladığım kadarı ile beş saat sürüyordu. Sabah saat 8 sularında garda trenin gelmesini bekledim. Her zaman olduğu gibi rötar yaparak geldi. İçim kıpır kıpırdı yine de, tren yolculuklarına bayılırdım çünkü. Herhangi bir yere gitmenin en uzun yoluydu trenler ama yolda giderken başka hiçbir ulaşım yolu ile göremeyeceğiniz manzaralar armağan ediyordu size, gün batımında kaydedilen şu saniyeler gibi:



Açıkçası bana huzur veren anlardan biriydi. Trene bindiğimde fark ettim ki bulunduğum vagonun kliması bozukmuş, aylardan Temmuz olması nedeniyle de vagondaki insanlar diğer vagonlara gitmişlerdi. İnsanın içinde bir his olur da anlatamaz ya, işte o his benim için yalnız kalmakmış. Koskoca vagonda tek başıma sessiz sedasız yolculuk yapmak öyle güzeldi ki... İstediğim gibi dolaşabiliyordum ya da ağlayan bir bebeğin sesini duymak zorunda kalmıyordum oradayken. Belki bir müddet muavin amca ile sohbet edip onun tükenmeyen tren yolculuklarını dinledim, belki de oturup bir ara kendi düşlerimi dinledim. İkisi de benim için paha biçilmezdi. 


Sanki göklerdeydik, çok yüksekten bulutlara otostop çekecek kadar yükseklerden geçtik. O kadar yüksekte trenin dönüş yaparken sağa sola yatışı sanki dizginlerinden kurtulmaya çalışan bir at gibiydi. An gelir de belki kurtulur diye beklemedim değil. 


Şu an bu yazıyı yazıyorken yeniden hissetim de... Çok güzeldi be trene binmek! Eskisi gibi rayları atlarken 'tak tık tuk' sesleri çıkarmıyordu belki ama o tonlarca ağırlığındaki şeyin her duruşundan sonra sanki yüz yıllık uykudan uyanıp da yüz yıllık bir yola çıkarcasına ağır hareket edişi unutulmazdı. Tabi ki yanındaki büyüklerini de selamlıyordu o sırada. Sonuçta ne mi oldu? Ben Uşak'a vardım ve anladım ki yolmuş beni süren ve yola çıkmak için tek bahanem o trenmiş. Ve içimde garip bir his. Hani aklınızda hep bir hedef olur da ona ulaşınca kıymetini kaybeder ya işte tam da öyle bir his. Aklımdan geçen ise "keşke dizginleri olmasaydı trenin"....


          U.Ç



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan