Göreceli Zaman

   

     Hepimiz hayatta bir ideale sahibiz. Ulaşmak istediğimiz amaçlar var ve bu amaçlar için hızlı olmak vazgeçilmez bir şey. Çünkü işimizi ne kadar hızlı halledersek o kadar iyi olıucakmış belki de o işi bize verenler tarafından ödüllendirilecekmişiz gibi geliyor. Peki kaçımız bir an durup derin bi nefes alıp yavaşlamayı başarabiliyor buna fırsat bulabiliyoruz. Diyelim ki öyle bi fırsat geçti elimize nasıl değerlendireceğimizi biliyor muyuz? Size biraz bu komnuda bahsetmek isterim. Yaklaşık sekiz yıldır izcilik yapıyorum, beş yıldır da atıcılık ve bu yaptığım şeyler benim biraz olsun yavaşlamamı sağladı. Örneğin atıcılıkta kulaklıklarımı takıp tüfeğimi elime aldığım anda 2-3 saatliğine tüm dünyadan soyutlanıyordum saki o sırada zaman sizin için duruyordu ve kulaklığı çıkarttığınızda kaldığınız yerden tekrar başlıyordunuz hayata. İzcilikte de keza öyleydi. Doğa ile iç içe olduğunuzda ve insanlardan uzaklaştığınızda ve geriye sadece kuşlar kaldığında ve kolunuzdaki adeta tasma gibi olan saati çıkarıp telefonunuzu kapattığınızda yepyeni bir dünyaya ayak basmış Coloumb gibi olıyorsunuz. Yanınızda sizden bşaka pek bişey olmuyor. Bulutlara otostop çekme fırsatı buluyorsunuz ve belki rüzgar sizlere bişeyler fısıldıyor. Sabahları yataktan zıplayarak değil, muhteşem bir manzaraya karşı kuş sesleri ile uyanıyorsunuz. Zaman sizin için farklı akıyor anlıyacağınız ve sizin için akıyor işleriniz için değil. Bu nedenle önerim kendinize ilk fırsatta kendinizi hayattan birkaç saatliğine soyutlayacağınız bir fırsat yaratmak olucaktır. Unutmayın hayat sizin hayatınız, sahip olduğunuz işlerin hayatı değil.



U.Ç.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail