Pinokyo

Bana bir yalan söyle
Pinokyo
Telaşa kapılıp sesinin talaşlarıyla savrulan
Savulan
Güleç yüzlerle korkan avurtları doldur yalanla
Ne olur bir gün bana bir yalan söyle
Pinokyo
Seni kendi uzvumdan yapacağım
Bana bir yalan söyle
Zamanın serin bahçelerinde suskun anlarda
Ahşap evlerde, yeşil bir pencerede bir bakışlar güruhu derin
O yağmura çalan koku yok yaşayanlarda
Korkunun yatağında yerin yok senin
Küflenen çarpık sözlerin geceleyin yeşil bir ıslık
Bana artık bir yalan söyle
Pinokyo
Öldüler yasinlerle yaşayan bir gecenin misafirleri
Öyle tatsız, gerçeğin fecri bile egzoz dumanlarıyla gri
İhanetten beri gerçeğin gerisin geri gidişi gözlerimde
Bana bir yalan söyle
Tahtadan bedenin bir köprü olsun uzayıp
Bana bir yalan söyle
Pinokyo, seni darağacından yaptım
Yalanların en safını sen söyle diye
Bir sandık gibi kullandım bu bedeni
                         -senin gibi tahtadan-
Durmadan
Yırtıp bendimi yâre gidiyorum tek vücut
Hallaç’ın Mansur olduğu geceye
Bana bir dilek tut
Pinokyo
İçimde ne oluyorsa bu karmaşa
Dünyada da o
Bana bir yalan söyle
Pinokyo
Geçireyim ölülerimi karşıya
Balina ve Yunus
Sen ki tattın balinanın karnını
Burnun uzamayacaksa ne olur sus

Pinokyo, bana bir yalan söyle

Kâlemî

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Poem Of The Middle Earth

Dağılganlaştıramadıklarımızdan

Inter'siz Rail