Inter'siz Rail Bir pazar sabahıydı. Bir hafta öncesinden almıştım biletimi. Manisa'dan Uşak'a tren ile gidecektim. Yol hatırladığım kadarı ile beş saat sürüyordu. Sabah saat 8 sularında garda trenin gelmesini bekledim. Her zaman olduğu gibi rötar yaparak geldi. İçim kıpır kıpırdı yine de, tren yolculuklarına bayılırdım çünkü. Herhangi bir yere gitmenin en uzun yoluydu trenler ama yolda giderken başka hiçbir ulaşım yolu ile göremeyeceğiniz manzaralar armağan ediyordu size, gün batımında kaydedilen şu saniyeler gibi: Açıkçası bana huzur veren anlardan biriydi. Trene bindiğimde fark ettim ki bulunduğum vagonun kliması bozukmuş, aylardan Temmuz olması nedeniyle de vagondaki insanlar diğer vagonlara gitmişlerdi. İnsanın içinde bir his olur da anlatamaz ya, işte o his benim için yalnız kalmakmış. Koskoca vagonda tek başıma sessiz sedasız yolculuk yapmak öyle güzeldi ki... İstediğim gibi dolaşabiliyordum ya da ağlayan bir bebeğin sesini duymak zorunda kalmıyordum ora
Yorumlar
Yorum Gönder