Kayıtlar

Güneşsiz Distopya

Özgürlükten mahrum bırakılmış insanların bazılarında karamsarlık ve ümitsizlik ortaya çıkar.Hürriyetin yoksunluğundaki ümitsizlik, tahripkâr bir kasırgayı anımsatır bana.Tüm mevcudiyeti yerle bir eden… Güneşi çalınmış bir dünyayı gözünüzde canlandırın.Göğe en uzak dehlizler kadar boğucu bir distopya.Her an güneşin özlemiyle kavrulan,kapkaranlık bir dünya...Cıvıldamayan kuşlar,çimlenmeyen tohumlar,solan çiçekler,yok olan ormanlar,zincirleme kıyımlar,kitlesel yok oluşlar… Bir tarafta eski günleri anımsayan,hatırda kalan aydınlığın ve sıcaklığın zihinlerinden kayıp gitmesini engellemeye çalışan mağluplar.Diğer bir tarafta ise güneşi hiç tanımamış olanlar. Güneş ile  yaşayamamış,onu ruhlarında hissedememiş olanlar  maddi ve manevi açıdan daima bağnaz kalırlar.Güneşi tanıyanlar eski günlerin tekerrürünü arzularken,tanımayanlar güneşin karanlık özlerinin mevcudiyetini yok edeceğini bildiklerinden  güneşin tekrar doğuşunu engelleme gayretinde bulunurlar. Güneşin tohumunu bu...
Namlu Ah ben çıksam namludan Sarsam sararım benliğiyle tüm bir ruhu Asılırsam asılırım ben bir gün susmak suçundan Ölüm korku ister biraz                           biraz da neden Ve sesler alır beni ölümün evinden Yorgun sözlerin son kez ardında sükûn: -İnnâ lillahi ve inna ileyhî râciûn.                              Kâlemî ''Şüphesiz ki biz Allah'tan geldik ve O'na döneceğiz.'' (Bakara, 156)
Anlambazlar Ordusu Bir kadın ağlıyordu bıçaklanmış nefesi -yağmur kesilmiş yalnız çatıdan birkaç sert damla sesi- Ağıt kokusu tütmeye başlamıştı -hep kadınlar yakar bizde ağıdı- Ağırlaşmış omuzlarımda iyice aramak Geceleyin o sisler sanki               göğsünü örten birer yaprak gibi sakindi... Buldum Ağıtlardan sıyrılıp uzandım bedenden bir çuvalın içine Aşık oldum biraz, biraz doğruldum Ve de düştüm: Selâsını okuyamadığım elâ gözler             belki çocukturlar yüzlerinde ölüm                      ellerinde şeker Gördüm Masum ve titrek O yağan kefen parçaları dağlarıma Gülüşlerle dağılır nakarattan dönerek                        -bir anda yok olan- Bir his gibi sisler dağılır                        -insan değiller sanki hiçb...
BİR TARAF SİYAH OLUR BİR TARAF BEYAZ Bak bugün komple siyah giyinmiş Ve siyah Onun üstünde durduğu kadar Temiz ve güzel durmamış Hiçbir yerde O kadar beyaz durmamış hiçbir beyaz Ve o kadar rengarenk değil Hiçbir gökkuşağı Hiçbir gül o kadar kırmızı değil Ve siyah da değil Erzurum'un gülleri Onun beyaz Benim siyah olduğum kadar... "Yazdım siyah diye         Beyaz koksun saçların  Sen ben kadar ağlama         Ak aksın gözyaşların."                                     SIRADAN
UNUTMAK HATIRLAMAKTIR He unuttum dediğim anda Tekrar tekrar hatırladım seni. Kızıl dudaklarını, sarı saçlarını, Kahverengi gözlerini... Gözlerimle gördüğüm meleksi seni; Gözlerinde gördüğüm sırılsıklam beni Her duyduğumda hatırlatır bana O ince sesin.                                  SAĞIR

Celladına Vurgun

Şu ölümlü dünyada insani duyguların katili gibi hissettiğim çok oldu.Hatta insan gibi hissetmediğim…Kafamın içindeki pazar boşluğunda  ‘‘İnsan nedir?’’ sorusu yankılanırken,kan gövdeyi götürür. Gönülsüzce,farkına dahi varmadan katiliyiz duygularımızın.Egonun eyerine hakim olamıyor,insanoğlu. Ben sevdasının peşi sıra ,doludizgin koşmaya hazır.İntihara meyil edenler dahi kendilerini,bu yaşlı dünyanın kederinden kurtarıyor . Havva’nın elmayı ısırmasından mı bu haldeyiz ? Elma mıdır tüm bu şerliğin anası ? Elmanın zehri insanın damarlarına  sinmiş,buram buram gaddarlık kokutuyor kanı.Tanıdıkça bu zehri ümitsizlik çöllerinde yavaş yavaş kavrulacaksın. Ha oldum ha olacak,derken akıl sağlığın da uçup gidecek.Kafanı taştan taşa vur! Böyleyiz.Zehir mutlak,insan zalim... Masallardaki benzeşlerimiz ziyadesiyle mahfuz.Yolunu bilmeyen bir toz zerresi dahi utanır,pisliğinden.Tasvir edilen insan buysa,insan mıyız bizler? Bazı zamanlar cellat,bazı zamanlar kabirci oluveriyors...
Kışın Ortasında Bahardan Kalan Bir Anı, Durum: Aynı Elini eteğini çekti kıyıdan dalgalar Nergisler eğdi boynunu okşamıyor rüzgâr Sükût içinde kuşlar yuvaları talan Bir nisan sabahı süzülmüyorsa kalplere güneş Bu bahar yalan.                          Ahû