çalar saatler çatlatıyorsa zarlarımı günahlarım ekliyorsa çentiğe bir çentik daha omzumu okşuyorsa ölüm, ihtiyarım demektir kaç yaşında olsam da onur.tuğrul.karabıçak
Kayıtlar
Gerçekliğin Yerini Alan İmge
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Onur Tuğrul Karabıçak
-
Sizden bir odaya gitmenizi istiyorum. Odada bir yoklama kağıdı var, o kağıda imza atacaksınız. Odaya geliyorsunuz, kağıda imza atmadan odadan çıkıyorsunuz. Bir süre sonra odaya geliyorum, bakıyorum ve kimsenin odaya gelmemiş olduğunu görüyorum, çünkü hiçbir iz yok. Sizi arayıp niye odaya gelmediğinizi soruyorum, cevaben geldiğinizi söylüyorsunuz. Çünkü geldiğinizi biliyorsunuz. Ama ben gelmediğinizi biliyorum, bundan öte bir bilgiye inanmam mümkün değil. Buna hiç şüpheniz yok ancak geldiğinizi bana ispat etmenizin de hiçbir yolu yok. Çağımızın problemi olarak simulasyon toplumunda bunu sıkça görüyoruz. Siz oraya geldiniz, eğer hiçbir kanıt olmadan sizin oraya geldiğinize inanırsam bu bilimsel bir ifadeye değil, hayat görüşüme uygun bir ifade olacaktır. Eğer siz beni sözlerinizle oraya geldiğinize inandırırsanız ben manipüle edilmiş olacağım. Eğer siz ortada hiçbir kanıt olmadığı için bir süre sonra gelmediğinize inanırsanız kendi gerçekliğinizin tamamen değiştiğine şahit olacak...
Tüketici Konumuna Geçen Okur
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Onur Tuğrul Karabıçak
-
Biz başarısız tüccarlar, sattığımız şeylerin çukuruna girip orada boğuluyoruz. Bir yazarın çok okuyor olması oldukça doğal ve gereklidir zira sanatın ve felsefenin kümülatifliğini ileri boyuta taşıması için yığının o anki katına ulaşması gerekir ya da sadece malzeme toplar; ancak sınırı kaçırdığı ölçülerde içinde bulunacağı okuma hırsı onun özgün düşünme ve dolayısıyla yazma edimlerine zarar verebilir. Bazen aşırı okumalar yazarların yazım süreçlerini -yıllarca- geciktiriyor. Bu da yarının belirsizliği ve tercihlerimizin, toplu edimlerimizin değişkenlik üzerine kurulduğu yeni dünyada söyleyecek, aktaracak, belki uyaracak, yaratacak ve dolayısıyla bunları katkıda bulunma amacıyla yapacak olan insanlardan mahrum kalmamıza sebep olabilir. Hatta bazen öyle ki insanlar yazamıyor oluşlarını "iyi bir okur" olmakla, "okumlama" sürecinde olmakla kulplandırıyorlar: "Yazmayı bekliyorum." Hayır, iyi bir yazar bekleyen değil, arayıp bulan ve matruşkalar yaratandır. O...
What God Used for Eyes Before We Came
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Onur Tuğrul Karabıçak
-
What God Used for Eyes Before We Came by William Stafford Issue no. 23 (Spring 1960) At night sometimes the big fog roams in tall from the coast and away tall on the mountain road it stands without moving while cars wander along in the canyons they make with their lights maintaining the worth of local things. Along the continent shelf and back far for searching the light engages the stone. The brain blurring to know wanders that road, goes the way Jesus came,...
La Casa De Papel
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Onur Tuğrul Karabıçak
-
La Casa De Papel, kendi ideallerini ve başkaldırısını yansıtmak isteyen, gelir eşitsizliğine ve bu eşitsizliğin dünya üzerindeki artışına dikkat çekme amacında olan Profesör’ün ve sekiz suçlunun İspanya Kraliyet Darphanesi’ne düzenledikleri rehineli soygunu konu almaktadır. Dizide rehinelerden ana karakterlere, her karakterin hikayesi ve kendi vicdani çatışması nakşedilmiş, izleyici ile karakter arasında bir nevi anlayışa dayalı bir yapı kurulması çok güçlü olmasa da sağlanmıştır. Bazı karakterlerin es geçilmiş veya yeterince kuvvetli nakşettirilememiş olduğunu görüyoruz. Oslo ve Helsinki arasındaki silah arkadaşlığına dayalı ilişkinin detayından veya Sırbistan’daki savaşın amacından, Helsinkinin duygusal yanlarından -belki de bilerek- mahrum bırakıldık. Profesörle Berlin arasında ne tür bir ilişki olduğunu tam anlamıyla belki de gelecek sezon anlatacaklar lakin bildiğimiz husus, henüz anlatılmamış hikayelerin içindeki duyguların da izleyiciye sezdirebilmiş olduğu gerçeği. Devletin v...
Nötür Bakış: Politika ve İnsan
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yazan:
Onur Tuğrul Karabıçak
-
Politikayı samimi bir duruş, ilkeler üzerinden hareket etmek ve doğrunun savunuculuğu sananlar için bilinmesi gereken en önemli şey politikanın bu saydığımız şeyler olmamasından ötürü bir bilim dalı olduğudur. Öncelikle desteklediğiniz politikacılar sizin haklarınızı koruduğunu düşündüğünüz insanlar ya da projelerini ortak çıkar adına doğru bulduğunuz insanlar olmalıdır. Politikanın sağ kolu olarak ise medyayı niteleyebiliriz. Medyada yer alan makaleler ve haberler size sizin desteğinizi kazanmak ve düşüncenizi yönlendirmek isteyen insanlar tarafından cümleleri teker teker seçilerek sunulur. Çoğu kez toplumun hassasiyetlerine dokunarak bir popülarite yaratılmaya çalışılır. Bizlerse bunlar etrafında gerilim hatları oluştururuz. Eğer politika bir dürüstlük aracı olabilseydi, bugün Yemen'de olanları Jim Carrey'den öğrenmezdik. ABD kaynaklı dergiler Doğu Türkistan'daki katliamı Çin ile mücadele halinde oldukları için söylerken, Türk hükümeti susmazdı. Myanmar'a dün tepki ...